17.11.23

1935'DE ÖLEN DİYAB AĞA İLE ATATÜRK 1937 YILINDA NE KONUŞTU?*

 




16 Kasım 2021’de sosyal medyada Atatürk ile Diyab Ağa'nın bir fotoğrafını paylaşınca, bir arkadaş fotoğrafın altına "Aynı Diyab Ağa daha sonra Diyarbakır'a sürgün ve Sivas Divriği sürgün edilmiş ve sürgünde 104 yaşında vefat etmiştir." yorumunu yapmış. Bilgilerime göre doğru olmayan bu yorum üzerine acaba deyip internet üzerinde araştırma yaparken tarihçi (!) Mustafa Armağan'ın  'Hasta' Atatürk Seyid Rıza'nın Asıldığı Gece Elazığ'da ne yapıyordu başlıklı yazısına rastladım...

Yazıdaki şu cümleler çok ilginçti...

"Ben de bunu anlamıyorum: 1937 yılında Atatürk Hatay için şu kadar çalıştı, diyenler aynı yıl gerçekleşen Dersim'den onu dışlayamazlar. Üstelik 4 Mayıs 1937 tarihli Dersim'e uygulanacak zorunlu iskân politikasının dönüm noktalarından biri olan Bakanlar Kurulu kararının altında onun imzası varken... 2. maddede isyan eden mıntıkadaki halkın toplanıp başka yere nakledilmesi istenmektedir. Nitekim Sibel Yardımcı ve Şükrü Aslan'ın dersim milletvekili Diyap Ağa'nın torunuyla yaptıkları görüşmede Atatürk'ün Diyap Ağa'yı çağırıp "Git, aşiretini kedisine kadar al, Dersim'den çık. Çık ama Malatya'yı geç," demiş ve Diyap Ağa da Çankaya'dan aldığı bu tüyo sayesinde Dersim'i terk etmiş ve ailesinin hayatını kurtarmış. ("Herkesin Bildiği Sır: Dersim", s. 426.)"[1]

Diyab Ağa'nın öz geçmişine bakıyorsunuz 1935 yılında Çemişgezek'de vefat etmiş... Ama aynı Diyab Ağa'ya Atatürk 1937 yılında  "Git, aşiretini kedisine kadar al, Dersim'den çık. Çık ama Malatya'yı geç," demiş... Yani Diyab Ağa öldükten iki yıl sonra... Atatürk ile aralarında böyle bir konuşma geçmiş...

Tarih ancak bu kadar çarpıtılır...

Haydi "Herkesin Bildiği Sır: Dersim" kitabını (!!) yazanlar bunu atlamış(!). Bunu köşe yazısında nakleden Tarih Allamesi Mustafa Armağan nasıl atlamış(!)...

Va bazıları da bu Diyab Ağa'yı Atatürk'ün önce Diyarbakır'a sonra Divriği'ye sürdüğünü iddia ediyorlar...

Amaç Atatürk'e düşmanlık olunca, Kürtçüsü de İslamcısı da tarihi çarpıtmaktan kaçınmıyor...

Yalan söylemekten de...

Ve  bazıları bunları Tarihçi, yazdıklarını da Tarih Kitabı sanıyorlar...

Bunların yazdıklarının bilimsel bir özelliği yok, Bunlar kaynak kabul edilmez deyince de bazıları köpürüyor...

Fazlı KÖKSAL



*Not bu yazıyı 17 Kasım 2021 tarihinde Facebook'ta paylaşmışım.  Yazı kaybolmasın diye de 18 Kasım 2023 günü de kaybolmasın diye bu bloga aktardım.



[1] http://www.mustafaarmagan.com.tr/genel/hasta-ataturk-seyid-rizanin-asildigi-gece-elazigda-ne-yapiyordu/

Aynı yazının  27 Kasım 2011 tarihinde, Mustafa Armağan'ın da yazarları arasında bulunduğu FETÖ'nin yayın organı  Zaman’da da yayımlandığı; Medeniyet ve Toplum Dergsinin 3017 Güz Sayı 2’deki 23 numaralı Dipnottan da anlaşılmaktadır.

No comments: